Author: admin

Uzun bir süreden beridir halkın malı olan kurumlarımızı ÖZELLEŞTİRMEK için
siyasilerin bir kısmı kurumlar üzerinde çeşitli oyunlar oynayarak hiçbir yatırım yapmamaktda
ve topluma kurumlarımızı kötü göstermek suretiyle özelleştirmeye zemin hazırlamak
istemektedirler.
Son olarakda Telefon Dairesine uzun zamandan beridir hiç bir yatırım yapılmamakta
ve özelleştirmek için bir takım hamlaler yapılmaktadır. Ancak bunun bilinmesini isteriz ki
TÜRK-SEN üye sendikaları ile birlikte bu uygulamalara müsade etmeyecektir.
Ülkedeki bu gibi kurumlarımıza dün olduğu gibi bugünde sahip çıkmaya devam
edeceğiz ve günü geldiğinde bütün yasal eylem haklarımızı kullanmaktan çekinmeyeceğiz.

Arslan Bıçaklı
Genel Başkan

Yıllardır devam eden iş kazaları (iş cinayetleri) son zamanlarda artarak
devam etmektedir.
Özellikle özel sektörde SENDİKASIZ olarak çalıştırılan ve İş Sağlığı ve İş
Güvenliği kurallarına uymadan günde 10-12 saat işçi çalıştırıldığı ve nerdeyse
hiç denetim yapılmadığı bir dönemde çalıştırılan işçiler,çok sık olarak iş kazası
geçirmekte ve kimi işçiler hayatını kaybetmekte kimileri ise ciddi şekilde yaralar
almaktadırlar.
İş kazalarının önüne geçmek ve Asgari düzeye düşürmenin çaresi süratle
özel sektörün sendikalaşması ve iş yerlerinin denetim altına alınması
gerekmektedir. Bu nedenle çalışanların işyerlerinde sağlıklı bir ortamda
çalışmalarını sağlamak tamamen Devleti yönetenlerin Ana görevidir.
Bu nedenle ivedi olarak Çalışma Bakanlığı, hiçbir mazaret üretmeden iş
yeri denetimlerini artırmalı iş güvenliği kurallarına uygun olmayan iş yerlerini
kapatmalı ayrıca özel sektördeki çalışanların sendikalaşmalarını sağlamak için
yasal düzenlemeleri ivedi olarak hayata geçirilmelidir.

Arslan Bıçaklı
Genel Başkan

KIB-TEK’E SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Son günlerde KIB-TEK’in ve KIB-TEK de yağmur,çamur demeden sabahlara kadar
ülke insanımıza sağlıklı ve kesintisiz enerji vermek için emek veren çalışanları hedef alan bir
takım efendiler çirkin ve asılsız açıklama yapmaya devam ediyrorlar.
20.777 TL maaşı olanlar, kendilerinin devlete maliyetlerini hiç hesaplamadan göç
yasası ile işe giren ve mağduriyet yaşayan KIB-TEK çalışanlarının bu mağduriyetlerinin bir
kısmı Toplu İş Sözleşmesi ile giderildi diye çığlık atanlar önce bir aynaya bakmalıdırlar.
Son günlerde KIB-TEK’in üzerine bilerek ve isteyerek gitmeye çalışanlar
ÖZELLEŞTİRME senaryolarının bir parçasıdırlar. Ancak bunu herkes iyi bilmelidir ki TÜRK-
SEN olarak buna asla müsade etmeyeceğiz. Geçmiş hükümetler döneminde de bu
senaryoyu uygulamak isteyenler olmuştur. Ancak güçleri yetmemiştir.
KIB-TEK’de CERYAN var buraya elini uzatmak isteyeni teper.

ARSLAN BIÇAKLI
GENEL BAŞKAN

Ülkemizde 40 yıldan sonra çalışma hayatını kayıt altın almak ve emeğin sömürlmesine
izin vermemek için bir takım tedbirler alarak uygulmaya koymak isteyen Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Zeki Çeler’e Ticaret Odası Başkanı ve Sanayi Odası Başkanlarının ayrıca
sermayenin sözcülüğünü yaparacasına UBP Genel Başkanından yapılan haksız ve yanlış
eleştirileri kınıyoruz ve bu konuda EMEK sınıfına sahip çıkan Çalışma Bakanı Zeki Çeler’e
TÜRK-SEN Yönetimi olarak TAM DESTEK veriyoruz.
Ticaret odasına,sanayi odasına ve diğer sermaye örgütlerine üyeliğin zorunlu olduğu
bir ülkede tercihe bağlı olarak teşvik priminden yararlanmak için ve ülkedeki gençlere sahip
çıkmak adına yerli sitihdamı gerçekleştirmek ve emeğin sermaye tarafından sömürülmesini
engellmek adına Çalışma Bakanının sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi yapma şartı
getirilmesine engel olmaya çalışanlarla karşı duruşumuzu devam ettireceğiz.
Ayrıca bu konuda Çalışma Bakanı Zeki Çelere TAM DESTEK vermeye devam
edeceğiz.

Son dönemlerde TL nin Döviz karşısında değer kaybederek ciddi şekilde yükselmesini
gerekçe göstererek, akaryakıta, Enerjiye ve Gaza sürekli olarak yapılan ZAMLAR la
çalışanların ve halkımızın alım gücü %40 oranında düşmüşdür.
Bu gerçekler ortada dururken, açlık sınırının altında olan ASGARİ ÜCRET’e
çalışanlarla alay edercesine 530.00 TL artış vererek çalışanlar özellikle özel sektörde günde
10-12 saat sendikasız olarak çalıştırılan ve emeği sömürülen işçiler açlığa mahkum
edilmiştir.
Bu ülkede ayda 17.000,00 TL maaş alanlara 3.500,00 TL artış verililirken 2.600,00 TL
alanlara 530,00 TL artış verilerek adaletsiz bir uygulama yapılmıştır. Net 2.700.00 TL ile dört
kişilik bir ailenin insanca yaşaması mümkün değildir. Buna oy vererek belirleyen zihniyetin
bunu görmezden gelerek başka başka mazaretler üretmelerini Kabul etmemiz mümkün
değildir.
Bu nedenlerden dolayı TÜRK-SEN olarak yasal hakkımızı kullanarak yeni belirlenen
Asgari Ücrete İTİRAZ edeceğimizi ve Asgari Ücret Komisyonuna yapmış oldukları bu
hatadan geri dönme imkanı sağlamak üzere komisyonun yeniden toplanmasını sağlayacağız.

Arslan Bıçaklı
Genel Başkan

BASIN AÇIKLAMASI

ASGARİ ÜCRETLİLER YİNE AÇLIĞA MAHKUM EDİLDİ

Ülkemizde son dönemlerde TL’nin Döviz karşısında değer kaybetmesi ve buna bağlı
olarak Enflasyonun ciddi şekilde artması nedeniyle çalışanların emeklilerin ve özellikle özel
sektörde sendikasız olarak Asgari Ücretin de altına çalıştırılan işçilerin alım gücü yarı yarıya
düşmüştür.
Ülkede en yüksek maaşı alan siyasi kamu görevlilerine 1 Ocaktan itibaren geçerli
olacak şekilde 3.500 TL artış yapılırken Açlık sınırının altında maaş alan Asgari Ücretlilere
Alay edilircesine Hem de 1 Şubattan itibaren geçerli olacak şekilde 520 TL artış yapılarak
Asgari Ücretliler,Aileleri ile birlikte yeniden açlığa mahkum edilmiştir.Adil paylaşım ve
ADALET buysa takdiri kamuoyuna bırakıyorum.
Bu gülüç artışın belirlenmesinde komisyonda Haksız ve yetkisiz olarak bulunan ve işçi
tarafını temsil eddiğini iddia eden Hür-İş temsilcilerinin oyları ile belirlenmiştir. Onlarıda bu
tutumlarından dolayı KINIYORUZ.
Bu nedenlerden dolayı Asgari Ücret Yasası çok İVEDİ olarak değiştirilmeli ve Asgari
Ücret Dört kişilik bir ailenin yaşamına insanca sürdürebileceği bir ücret olacak şekilde Günün
koşullarına uygun olarak yeniden belirlenmelidir.
TÜRK-SEN olarak yeni belirlenen ve yetersiz olan bu Asgari Ücrete İTİRAZ edip
etmeme konusunun teknik tarafını Yönetim Kurulu üyelerimizle değerlendirdikten sonra hafta
sonuna kadar karar vereceğiz.

Arslan Bıçaklı
Genel Başkan

Türk-Sen Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu ITUC’un Danimarkanın
Kopenhag şehrinde düzenlemiş olduğu ‘4. ITUC Dünya Kongresine’ katılmanın gururunu
yaşıyor.
Kopenhag şehrinde düzenlenen kongreye 159 farklı ülkeden 1260 delegenin katılımı
ile gerçekleşti. Kongre boyunca dünyanın dört bir yanından gelen konfederasyonlar kendi
ülkelerindeki çalışma hayatı ile ilgili bilgiler vererek tecrübelerini paylaştılar. Dünyada
eşitsizliğe ve daha iyi çalışma şartlarının oluşturulabilmesi için nasıl mücadele edilmesi
konusunda fikirlerimizi paylaştık.Kongrede 2030 yılına kadar uluslararası alanda verilecek
mücadelenin ajandası belirlendi.
Kongrede sosyal koruma,cinsiyet eşitliği, adil ekonomik büyüme,eşitsizliklerin
azaltılması,iklim değişikliklerinin önüne geçilmesinin sağlanması dünyada barış ve adaletin
sağlanması karşılanabilir yenilenebilir moderin enerji ve Dünyada yaşayan herkes için
hayatboyu kaliteli eğitimin sağlanması konuları işlenerek ajandaya eklendi.
İsveç’in Malmö şehrine gerçekleştirdiğimiz seyahatte,İsveç’in dünyadaki mültecilere
nasıl kuçak açtığını ve 150 farklı ülkeden mültecilerin malmö şehrinde yaşadığını ögrendik.
ITUC Genel Sekreterinin seçildiği genel kurulda Türk-Sen’in de desteklemiş olduğu
Sharon seçimi kazanarak yeni dönem ITUC Genel Sekreterliğine yeniden seçilmiştir.
Dün olduğu gibi,bundan sonraki dönemlerde de Uluslararası İşçi Sendikaları
Konfederasyonu ‘ ITUC’ ve Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu ‘ETUC’ İle olan
ilişkilerimiz artarak devam edecektir.
‘Türk-Sen Emekten Yana Taraftır ve Her Platforumda Taraf olmaya devam edecektir’

Arslan Bıçaklı
Genel Başkan

Türk-Sen Genel Sekreteri Tamay Soysan’ın TÜRK-SEN adına yaptığı
açıklamada;
Ülkemizde uzun yıllardan beridir süren çarpık yapılaşmalar,alt yapı
yatırımlarının mühendislik kurallarından uzak,siyasilerin belirlediği ve her
anlamada siyasetin müdahaleleri sonucu ile bugün felaketlerin yaşanaması
kaçınılmaz olmuştur.
Ülkemizde içinde bulunduğumuz haftada 3 günden beridir süren kötü
hava koşulları yoğun yağışlar, bugüne kadar yapılan alt yapı
yatırımlarının,sadece ve sadece makyajdan öteye gitmediğini su yüzüne
çıkarmıştır.
Özellikle Girne Bölgesinde ve ülkemizin bir çok yerinde yollar kullanılmaz
hale gelmiş, köprüler yıkılmış,bazı okullar sular altında kalmış,bir çok ev su
baskınlarından zarar görmüştür.
Tüm uyarılara rağmen sermayenin karı ve partizanca yapılan alınan
kararlarla derelerin imara açıldığı sağlıklı alt yapı ve drenaj sistemlerinin
kurulmadığı,ormanlık alanların yok edilip yerine inşaatlar yapıldığı gerçeği yine
tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.
Yoğun sağnak yağış ve çarpık yapılaşmanın sonucunda gelen felekatle
birlikde Ciklos Mevkii’nde sel sularına kapılan araçtaki 4 gencimiz malesef
hayata tutanamamıştır. Ölenlere Allahtan rahmet,yaslı ailelerine ve tüm
ülkemize başsağlığı dileriz. Kamu kaynaklarının alt yapı düzenlemelerine
yatırılmadığı, seçim yatırımlarına yapıldığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Umarız artık bu son olur; umarız ki siyaset de tüm bunalardan kendi
payına düşen dersi çıkarır. Ve ülkemizde bu veya buna benzer felâketler
halkımıza bir kez daha yaşatılmaz.

Tamay Sosysan
Genel Sekreter

Ne hükümetin basiretsizliği ne de muhalefet partilerinin yalan yanlış iftiraları, Dome
Otel’in adanın kuzeyinde işletmesi ve yapısı ile örnek alınması gereken bir yer olduğu
gerçeğini değiştirmeyecektir. 7 Ocak 2018 seçimleri öncesinde şu anda hükümetin başı olan
Başbakan Tufan Erhürman, “Dome Otel’deki yapı örnek alınmalı ve yönetim biçimi ülkedeki
tüm alanlara yayılmalıdır” demişti. Ancak aynı başbakan ve hükümeti 15 Mayıs 2018 tarihinde
sözleşmesi sona eren Dome Otel’in sözleşmesini uzatacak iradeyi bir türlü ortaya
koyamamaktadır.
Oysa hükümeti oluşturan 4 siyasi parti de Dome Otel’deki yapıdan memnun olduklarını
ve devamını istediklerini defalarca dile getirmişlerdi.
Değerli toplumumuz, hem hükümet edenler hem de muhalefette olan partiler şunu çok
net bilmelidirler ki, hiçbir güç Dome Otel’i emekçilerin elinden alıp yabancı sermayeye peşkeş
çekmeye yetmeyecektir. Sendikal Platform olarak buna asla müsaade etmeyeceğiz ve bu
denendiği takdirde tüm gücümüzle bu saldırıya karşı çok güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. O
nedenle hükümete, özellikle de başbakana buradan son kez sesleniyoruz ve mevcut
sözleşmenin bir an önce uzatılmasını talep ediyoruz.
Kimse bizleri bu konuda sınamaya kalkmasın çünkü daha fazla kaybetmeye tahammül
edeceğimiz kalemiz kalmadı. Elimizde kalan bu değerlere sonuna kadar sahip çıkacağız ve
sonucu her ne olursa olsun kimselere bu değerlerimizi peşkeş çektirmeyeceğiz.

Saygılarımızla;
Sendikal Platform (a)
Türk-Sen Başkanı
Arslan Bıçaklı
Türk-Sen, Dev-İş, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, Basın-Sen, Daü-Sen, Genel-İş, Petrol-İş
Çağ-Sen, Koop-Sen, Güç-Sen, El-Sen, Tıp-İş, Emek-İş, Tel-Sen, HTKS, KES, TES, Liman-Sen,
Gıda-Sen, As-Sen